Atlı Okçuluk
Paylaş:
Temel binicilik derslerini alıp, sportif binicilik dallarından birini seçmek isteyenler için çok fazla seçenek varken, Türkiye’de binicilik maalesef çok uzun yıllar engel atlama sporu ile sınırlı kaldı, oysaki köklü bir kültüre ev sahipliği yapan bu topraklar çok fazla alternatife sahipti. Aslında bir Orta Asya sporu olan Çevgan’a İngilizler “sahip” çıkıp polo ismi ile bir marka spor ortaya çıkardı, pekâlâ bu sporda dahi başı çekecek potansiyele sahip idik. Yine yüzyıllardır bu topraklarda oynanan ve halen de oynanmaya devam eden cirit sporu da ufak dokunuşlar ve düzenlemeler ile polo gibi bir dünya markası olmayı hak ediyorken hak ettiği değer ve ilgiyi göremedi.
Şimdi elimizde, unutulup tarihin tozlu yapraklarında kalmak üzereyken adeta küllerinden yeniden doğan, son yirmi yıldır tekrar icra edilen ve belki de şu anda dünya üzerinde en hızlı yaygınlaşan Atlı Spor olan Atlı Okçuluk var.
Türkiye hem yönetimsel, hem de sportif olarak Atlı Okçulukta söz sahibi olabilecek, başarılar elde edebilecek potansiyele sahip.
Temel olarak bir parkur üzerinde at binerken, parkur üzerindeki hedeflere ok atışı yapıp puan toplamak üzerine kurulu olan Atlı Okçuluk sporu, bazı küçük değişiklikler ile Macar Parkuru, Kore Parkuru, Türk Parkuru gibi farklı stiller ile icra ediliyor. Ben bu farklı stiller arasında en çok Polonya parkuru, bir diğer adı ile av parkurunu seviyorum. Bu stili sevme sebebim ise diğer parkurlardaki 10 – 20 saniye arasında değişen geçiş süresi ve yine ortalama beş ok atışının atlı okçuluk heyecanını yaşamak için çok yetersiz olması. Ortalama bir dakika süren bir av parkurunda ise Atlı Okçuluğa, ok atmaya ve adrenaline doyuyorsunuz. Bu süre kulağa çok kısa gibi gelse de ciddi bir efor ve kondisyon gerektiriyor. Olimpik spor olma yolunda bu stillerin zamanla biraz daha farklılaşabileceğini düşünüyorum.
Atlı Okçuluğu diğer sporlardan ayıran belirgin farklar olarak, iki sporun yani binicilik ve okçuluk sporunun aynı anda icra edilmesi ve bir spor faaliyeti olmasının yanında aynı zamanda kültürel bir faaliyet olması sayılabilir. Dizgin yardımının asgari düzeyde olması hatta çoğu parkurda hiç dizgin kullanılmamasıda atlı okçuluğu diğer atlı sporlardan ayıran başka bir özellik. Dizgin bırakma, hem kendine, hem atına güvenme ile ayrıca bir psikolojik deneyimde yaşatıyor bu sporu icra edene. Atlı Okçuların çoğu aynı zamanda tarihe de çok meraklı, Atlı Okçuluğun tarihte nasıl icra edildiğini, hangi kıyafetlerin hangi yan araçların kullanıldığını sürekli araştırıyor, birçok atlı okçu yarışma sırasında da bu tarihi teknikleri ve kıyafetleri kullanıyor. Ben şahsım adına sportif başarıyı ikinci plana atıp bu sporu tarihi aslına uygun icra etmeye çalışan sporculara daha çok saygı duyuyor, daha fazla sempati ile yaklaşıyorum.
Atlı Okçuluk sporunu denemek isteyenlere Türkiye’nin birçok şehrinde bulunan Atlı Okçuluk kulüplerinden birini ziyaret etmeyi ve atçılığın adrenalin dolu bu dalını denemelerini tavsiye ediyorum.
Ercan Sipahi Akgül
Benzer Yazılar

Ata Doğru Şekilde Nasıl Binilir?
2 yıl önce Ata doğru şekilde nasıl binileceğini adım adım anlatalım.